Geriye Dönen Adam
YAĞMUR YAĞIYORDU.
BENİM SAÇLARIMDA KIRAĞILAR VARDI.
KAPIYI AÇTIM.
ELİNDE ESKİ BİR BAVUL,
YÜZÜNDE DAHA ESKİ BİR HİKAYE
GELDİM DEDİ, GELDİM İŞTE, DÖNDÜM İŞTE.
"sana kendimi getirdim; belki unutmuşundur
birlikte söylediğimiz şarkıları getirdim
döndüm dedi, döndüm işte.
içeri girdi, aksıyordu bir ayağı.
oysa, nasılda akardı bayrak gibi önümüzde.
ayağın? dedim. derin bir nefes aldı. "içerde" dedi,
"bir bakır tas bıraktım, bir kehribar tesbih, bir kaç kitap,
bir kaç iyi arkadaş, tüketilmiş bir ceza ve bir ayak."
güldü sonra "dedemin yemen çölünde bıraktığı ayağı,
ben içerde bıraktım. kurban olsun ikimizinkide memlekete."
bir sonbahar akşamı ayrılmıştık.
caddelerde arabalar akıyordu. yağmur yağıyordu..
babalar ekmekleri saklamış ceketlerinin altına,
korkuyla evlerine koşuyordu. düdükler ötüyordu,
sirenler çalıyordu. şehri kimler çalıyordu.
oysa biz onunla yüreğimizi koymuştuk ortaya.
arkasından baktım. elinde bir tahta bavul,
cebinde ikimizin yüreği… şifadan ayrılık, rahmetten yoksulluk
şen olasın mapusluk…"
KALDIR GÖZLERİNİ YERDEN DEDİ
ON ÜÇ YIL DEDİĞİN NE Kİ ?
BANA MEKTUP YAZ, BİR MENEKŞE RESMİ YAP.
VE BİR GÜL GÖNDER ANAMA…
KALDIR GÖZLERİNİ YERDEN.
ON ÜÇ YIL DEDİĞİN NE Kİ ?
"yürüdü yusuf, yanıp sönen mavi ışıklar düştü gölgesine…
on üç yıl bekliycektim, on üç yıl…
kavuşmak için cebinde rehin götürdüğü gençliğime"
YAĞMUR YAĞIYORDU…
|