Simetri takıntılılar, yaşadıkları ortamlarda her şeyi belli ölçülerde düzenleme gereği duyarlar. Benimsedikleri düzende yapılan değişimleri çabucak fark edip eski haline getirirler. Girdikleri ortamda çeşitli değişiklikler ve düzenlemeler yaparlar. Yerdeki en küçük bir kırıntıyı/çöpü görüp alırlar, kül tabaklarını temizlerler. Bazı kişiler ise, müdahale edemedikleri bazı düzensizlikleri gördükçe ve düşündükçe rahatsız olurlar. Binaların birbirine paralel olmaması, yolların düz olmaması, ağaçların aynı boyda olmaması, arabaların aynı tip ve renkte olmaması vb. durumlar bu kişileri huzursuz eder.
Simetri takıntısı olan biriyle sorunsuz yaşamak, onun kurallarına uymayı gerektirir. Evde kullanılan nesnelerin belli yerleri vardır ve her şey belli standartlarda düzenlenir. Alınıp kullanılan bir eşya alındığı yere önceki biçimiyle bırakılmalıdır. Havlu askılıktan alınmışsa, tekrar aynı yere ve askı kısmı askıya takılmalıdır, bardaklar tabağa konulurken tam ortalanması gerekir, sofra kurulurken her şey önceden belirlenen yere konulmalıdır, ekmekler tam ortadan kesilmelidir; aksi durumlar gerginliğe yol açabilir.
Kimileri bir şeyleri düzenlemeye çalışırken saatlerce uğraşmak zorunda kalırlar ve bir türlü istedikleri biçimi veya düzeni oluşturamazlar. Bu nedenle kimisi, aynı düzeni yeniden oluşturamayacağı kaygısıyla hiçbir şeye dokunmamaya karar verir. Tablonun üzerindeki, tozu almaya çalışırken tablo hareket etmediği halde, tablonun kaydığını düşünür. Sonra tablonun karşısına geçer ve uzun uzun tabloya bakar, "biraz sağa kaymış," diye geçirir içinden. Tabloyu yaklaşık bir mm sola kaydırır ve tekrar tablonun karşısına geçer, "biraz fazla kaydırmışım," diye düşünür. Bu defa sağa kaydırır. Saatlerce uğraşmasına rağmen tabloyu tam ortalayamadığına inanır. Kimi bu kaygısından kurtulmak için metre kullanarak, duvarın ve tablonun bütün kenarlarını ölçerek, tablonun ortalandığına kanaat getirir; fakat yine de içine bir huzursuzluk girer; çünkü tabloya farklı açılarda baktıdığında eğri görür.