Hukuk Sistemi
Osmanlılarda örfi ve şeri olmak üzere iki tür hukuk vardı. Örfi hukuk, Türk gelenek ve göreneklerine dayanıyordu. Şeri hukuk yani İslam hukuku ise kaynağını Kur’an hadislerinden alıyordu. Örfi kuralları yazılı hale getiren ilk padişah Fatih Sultan Mehmet’tir. Fatih Sultan Mehmet kendisinden önceki padişahların yaptığı kanunları toplatmış ve bazı ilaveler de yaparak “Fatih Kanunnamesi”ni hazırlatmıştır.
Kanuni Sultan Süleymen de yönetim, askerlik ve toprak düzeni ile ilgili kanunnameler hazırlatmıştır. Bu nedenle kendisine “Kanuni” ünvanı verilmiştir.
Osmanlı Devleti’nde dini ve mezhebi ne olursa olsun herkes kanunlar önünde eşitti. Davalara kadılar bakardı. Kadılar, medrese öğrenimi görmüş güvenilir kişilerdi. Mahkemeye gelen davaları hukuk kurallarına göre inceler ve karar verirlerdi. Yüksek davalara kazaskerler bakardı. Kadılar da yetki bakımından kazaskerlere bağlıydılar. Kadıların verdiği kararlara itiraz olduğunda bu kararı ancak kazaskerler bozabilirdi. Yüksek devlet memurları arasındaki davalara da kazaskerler bakardı. Yabancıların davaları haricindeki davalarında kendi kuralları geçerliydi.
II. Mahmut ve Tanzimat dönemlerinde Avrupa hukukuna göre yeni kanunlar yapıldı. Şer’ı, Cemaat, ve konsolosluk mahkemelerinin yanısıra nizamiye mahkemesi kuruldu.
Osmanlılarda XIX. Yüzyılda hukuk eğitimine önem verildi. İlk hukuk fakültesi 1878’de İstanbul’da açıldı.
Ayrıca XIX. Yüzyılda hukuk sisteminde bunlardan başka daha birçok yenilik oldu. Tanzimat Fermanı’nın ilan edilmesiyle herkesin temel hakları güvenceye alındı. Islahat Fermanı’yla da Müslüman olanlarla olmayanlara eşitlik sağlandı. 1876’da ilk Osmanlı anayasasıolan Kanun-ı Esasi’nin kabul edilmesiyle de kişilerin hak ve özgürlükleri yeniden düzenlendi. Ve anayasacılığa geçildi. Böylelikle yasama yetkisi Meclis-i Mebusan ve Meclis-i Ayan’a, yürütme yetkisi de padişaha ve bakanlar kuruluna verildi.
|